2 Şubat 2014 Pazar

PIEDRA IRMAĞININ KIYISINDA OTURDUM AĞLADIM...

Paulo Coelho'nun bu harika kitabını ikinci defa okudum.Bana aşk ve inanç hakkında düşünmek için o kadar çok sebep verdi ki yorumlamak istedim.
  Romanın ana karakteri Pilar;çocukluk aşkının farklı ülkeler görmek hayaliyle kasabadan ayrılması sonucu aşka küsmüş ama bunu kendine dahi itiraf edememiş bir kadın.Aşık olduğu an hayatına acıyı ve ayrılıkları da dahil edeceğini düşünerek içten içe bu duygudan hep kaçmış.
  Pilar'ın çocukluk aşkı ise onu hiç unutmamış ama aşkı Tanrı'ya yönelmesine neden olmuş.İnsanlara yardım ederek mutlu olmayı başarmış ve sonunda papaz olmaya karar vermiş.
  Bir mektup sayesinde bir araya gelen iki arkadaş hayatlarını yeniden sorguluyor. Pilar,aşktan kaçmaktan vazgeçecek mi? Arkadaşı sevdiği kadını mı papaz olmayı mı tercih edecek? Aşk herkes için ayrı bir yol mu çizer yoksa bir nokta da tüm yollar birleşir mi? Okudukça çözeceksiniz.
 Beni en çok etkileyen konu;insanın iç dünyası ile yansıttığı kişinin farklı olduğunun anlatılması.Zaman zaman ben de içimde ötekinin varlığını hissedip iki kişilik arasında çatışma yaşadığımdan oldukça etkilendim.
  Sevginin ve aşkın evrensel bir duygu olduğunu düşünenler ve ilahi aşkı sorgulayanlar okumalı derim.
Yeni kitaplarda ve yeni yorumlarda buluşalım...


9 yorum: